29 Kasım 2010 Pazartesi

Yusuf Hayaloğlu (Hani Benim Gençliğim Nerde..)

Hani Benim Gençliğim Nerde..

Hani benim gençliğim nerde
Bilyelerim topacım
Kiraz agacı altında yırtılan gömleğim
Çaldılar çocukluğumu habersiz.

Penceresiz kaldım anne
Uçurtmam tellere takıldı
Hani benim geçnçliğim nerde.

Ne varsa bu gençliği yakan
Ekmek gibi aşk gibi
Ne varsa güzellikten yana
Bölüştüm büyümüştüm.

Bu ne yaman çelişki anne
Kurtlar sofrasına düştüm
Hani benim gençliğim nerde.

Hani benim sevincim nerde
Akvaryumum kanaryam

Yusuf Hayaloğlu

2 yorum:

serzenis dedi ki...

Neden blogda paylasilan siirlerin sahibleri istisnasiz hepsi tanritanimaz? :-)

Buyrun Necip Fazil`dandir.Ondan daha buyugune rastlamadim henuz.

Kaldırımlar 2

Başını bir gayeye satmış kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...

(1927)


Necip Fazıl Kısakürek

aslının penceresi dedi ki...

:-)tamamen tesadüf olmuş:-) paylaşımın için teşekkürler

Yorum Gönder